Gündem

İzmir Körfezi’nde Koku ve Kirlilik Problemi

Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yurga, İzmir Körfezi’nde zaman zaman hissedilen kötü kokunun ve balık ölümlerinin nedenini açıkladı. Dr. Yurga, kokunun kaynağını hem ölü planktonik organizmaları hem de ölü omurgalı ve omurgasız canlıları parçalayan bakteriler olarak gösterdi. Siyanobakteriler, diyatomlar ve dinoflagellatların çoğalmasının toplu balık ölümlerine yol açtığını belirten Yurga, 2025’in başlarında en dayanıklı türler arasında yer alan kıkırdaklı balıkların bile bu durumdan etkilendiğini vurguladı.

Geçen yıl toplu balık ölümlerinin ardından körfezde yoğun şekilde hissedilen kötü koku, bu yıl da sıcaklıkların artmasıyla yeniden ortaya çıktı. Dr. Yurga, 1990’lı yıllardan itibaren sanayileşme ve evsel atıkların doğrudan denize bırakılması nedeniyle kirliliğin arttığını, ilk etapta yanlış yöntemlerle yapılan çalışmaların sorunu çözmediğini ancak 2000’lerde başlatılan Büyük Kanal Projesi ve Ragıp Paşa Dalyanı’nın kaldırılmasıyla körfezde belirgin bir iyileşme sağlandığını hatırlattı. 2020’lerin başına kadar süren bu temizlenme süreciyle birlikte deniz çayırları, deniz tavşanları ve deniz atları gibi türlerin körfezin iç kısımlarına kadar yayılmaya başladığını ifade etti.

Ancak artan nüfus ve yetersiz kalan arıtma kapasitesi nedeniyle kirliliğin tekrar yükseldiğini belirten Yurga, ballast tanklarıyla gelen bazı omurgasızlar ve dinoflagellat türlerinin körfeze taşındığını ve kirlilikteki besleyici tuzlar nedeniyle bu türlerin aşırı çoğaldığını söyledi. Özellikle 2023-2024 yıllarında dinoflagellatların tüm körfezi kaplayarak sudaki oksijen seviyesini düşürdüğünü, bunun da toplu balık ölümlerine yol açtığını aktardı. Yanlış uygulamaların ekosistemi daha da bozduğunu ifade eden Yurga, dinoflagellatların baskılanması için yapılan müdahalelerin de deniz canlılarına zarar verdiğini dile getirdi.

Kokunun kaynağının, ölü planktonlar ve diğer deniz canlılarının çürümesiyle ortaya çıkan bakteriler olduğunu belirten Yurga, hidrojen sülfür kaynaklı “çürük yumurta” kokusunun yeniden duyulduğunu söyledi. Ayrıca, güneşin etkisiyle yüzeyde çürüyen deniz marullarının kokuyu daha da artırdığını belirtti. Gediz Deresi ve diğer derelerden gelen atıkların da körfezdeki kirliliğin en önemli sebeplerinden biri olduğunu vurgulayan Yurga, sanayi tesislerinin biyolojik filtre takması ve bu sistemlerin denetlenmesi gerektiğini ifade etti.

Deniz marullarının topluca temizlenmesinin de yanlış olduğunu söyleyen Yurga, bu bitkilerin körfezin oksijen dengesini sağladığını, yalnızca halkın kullandığı alanlara yakın bölgelerden sınırlı şekilde toplanabileceğini belirtti. Kirliliğin durdurulmasının kokuyu önlemenin tek yolu olduğunu vurgulayan Yurga, sorunun kaynağını deniz suyu sıcaklıklarındaki artışa bağlamanın yanıltıcı olduğunu söyledi. Aşırı balık avcılığı nedeniyle ekosistemin bozulduğunu, bu dengenin sağlanması için uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini ifade etti.