Gündem

Selçuk Bayraktar: “Dijital Hegemonya Milli Güvenlik Sorunu”

Selçuk Bayraktar, son yıllarda gündemde olan “dijital hegemonya” konusuna dikkat çekti. Teknoloji şirketlerinin tekelleşerek devletlerden daha güçlü hale geldiği bu dönemin “tekno feodalizm” olarak adlandırıldığı belirtiliyor. Uzmanlar, bu durumun tüm ülkeler için milli güvenlik sorunu oluşturduğunu ifade ediyor.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, festivalin açılış konuşmasında savunma sanayii projelerinin yanı sıra küresel teknoloji şirketlerine dikkat çekti. Bayraktar, bu şirketlerin oluşturduğu “tekno feodalizm” kavramına değinerek, akıllı telefonlardan tabletlere kadar birçok cihazın kullanıcıların kişisel bilgilerini topladığını vurguladı.

Bayraktar, cihazların gittiğimiz yerleri bildiğini, nabzımızı ölçtüğünü ve adımlarımızı saydığını belirtti. İnternet ağları ve sosyal medyanın da fayda sağlaması gerekirken kötü niyetli amaçlarla silaha dönüştürüldüğünü ifade etti.

ADEO Siber Güvenlik Uzmanı Ersin Çahmutoğlu ise özellikle büyük sosyal medya şirketlerinin “tekel olma” çabasına dikkat çekti. Çahmutoğlu, bu yapıların devlet otoritesini tanımayan bir anlayışla dijital tahakküm kurmaya çalıştıklarını, elde ettikleri bilgi ve güçle kullanıcıların gizlilik ve güvenliklerini ihlal ettiklerini aktardı.

Çahmutoğlu, kullanıcıların ücretini ödeyerek abone oldukları ürün ve hizmetlerin kimi zaman birer tehdit unsuru haline geldiğini belirtti. “Kullanıcılar bu ürün ve hizmetlere ücretini ödeyerek abone oluyor. Fakat bu kez de ürün ve hizmetler birer silah olarak kullanıcılara yöneliyor.” dedi.

Siber güvenlik uzmanı, cep telefonlarından bilgisayarlara, mobil uygulamalardan akıllı cihazlara kadar pek çok ürünün tehlikeli bir silaha dönüşebileceğini kaydederek, “Bu ürünlerin kontrolü ve denetimi onları geliştiren şirketlerde olduğu için kullanıcılar veya devletler bu noktada tehlike altında.” ifadelerini kullandı.

Çahmutoğlu ayrıca, “Casus yazılımla sızılan bir cep telefonu, dünyanın her yerinde bir tehdit unsurudur ve hatta ulusal güvenliği hedef alan bir silahtır. Diğer yandan yabancı menşeli her türlü iletişim cihazlarının da birer tehdit olduğunu hatırlatalım. Nitekim bu konuda yaşanmış örnek var… Geçtiğimiz yıl Mossad ve 8200 teşkilatları Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazları ve telsizler üzerinden bir operasyon yapmıştı. Ki bu olayda internet yok, yapay zeka sistemleri yok, gelişmiş teknoloji yok… Yabancı menşeli bir çağrı cihazının neden olduğu ulusal güvenlik tehdidi var.” sözleriyle yaşanmış bir örneği hatırlattı.

Çahmutoğlu, bu nedenle sadece cep telefonlarıyla sınırlı düşünülmemesi gerektiğini, Türkiye dahil tüm ülkelerin bu yeni sürece karşı önlemler almasının şart olduğunu belirtti. Aksi halde küresel teknoloji şirketlerinin devletler üstü konumunun yaratacağı tahribatın ilerleyen yıllarda artabileceğini ifade etti.