Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.

Yılmaz, Türkiye ekonomisinin 2025 yılının ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4,8 büyüdüğünü, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle de yüzde 1,6’lık artış kaydederek ekonominin son üç çeyrekteki pozitif seyrini güçlendirdiğini belirtti. Küresel ve bölgesel gerilimlere rağmen Türkiye’nin diğer ülkelerden olumlu şekilde ayrıştığını ve dayanıklılığını ortaya koyduğunu vurguladı.

OECD ülkelerinin ikinci çeyrek ortalama büyümesinin yüzde 1,7, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 1,4 olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Sağladığımız siyasi istikrar ortamı ve öngörülebilir politikalar çerçevesinde büyüme performansımız 20 çeyrektir kesintisiz devam etmektedir. 2025 yılı ikinci çeyreği büyümesinde, sanayi ve inşaat dahil hizmetler sektöründeki pozitif görünüm ve geçici etkilerle yurt içi talebin artış göstermesi belirleyici olmuştur. Özellikle inşaat sektörü yüzde 10,9 oranında büyüme kaydederek ekonomideki dinamizme katkıda bulunmuştur. Bu gelişme aynı zamanda üretim ve istihdam açısından önemli bir kazanıma işaret etmektedir.

2025 yılı ikinci çeyreğinde toplam tüketim büyümesi yüzde 3,5 oranında kaydedilirken, sabit sermaye yatırımlarının büyümesi ise yüzde 8,8 oranında gerçekleşmiştir. İkinci çeyrek itibarıyla makine-teçhizat yatırımları da yüzde 9,3 oranında belirgin bir artış kaydetmiştir. Kamu tüketiminde ise yüzde 5,2 oranında azalma gerçekleşmiştir. Bu oranlar enflasyonla mücadele kapsamında aldığımız kararların yansıması olarak ortaya çıkmaktadır. Mali disipline verdiğimiz önemi ve sıkılaştırıcı politikalardan yatırımların görece daha az etkilenmesi yönündeki çabalarımızı bu rakamlar desteklemektedir."

İBB Yolsuzluk Soruşturması: Firari Murat Gülibrahimoğlu’na Kırmızı Bülten
İBB Yolsuzluk Soruşturması: Firari Murat Gülibrahimoğlu’na Kırmızı Bülten
İçeriği Görüntüle

Yılmaz, ikinci çeyrekte net mal ve hizmet ihracatının büyümeyi sınırlı oranda aşağı çektiğini, bunun enerji ithalatındaki artış ve zayıf dış talep koşullarından kaynaklandığını belirterek, bu durumun ekonomi programı açısından bir risk oluşturmadığını söyledi. Sanayi sektörünün ikinci çeyrekte yüzde 6,1, inşaat dahil hizmetler sektörünün yüzde 5,2 büyüdüğünü, tarım sektöründe ise baz etkisi ve olumsuz iklim koşulları nedeniyle yüzde 3,5’lik daralma yaşandığını aktardı.

GSYH’nin ikinci çeyrekte dolar cinsinden yıllıklandırılmış olarak 1,474 trilyon dolara ulaştığını vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

"İkinci çeyrek verileri, dengeli büyüme modelimize uygun olarak ekonomimizin dirençli yapısını ve sürdürülebilir büyüme patikasındaki kararlılığımızı ortaya koymaktadır. 2025 yılının ilk yarısında GSYH yüzde 3,6 oranında büyürken, sanayi sektörü yüzde 2,1 oranında, inşaat dahil hizmetler sektörü ise yüzde 4,3 oranında büyüme kaydederken, tarım sektörü yüzde 3 oranında negatif büyüme kaydetmiştir.

Yılın ilk altı ayı itibarıyla tüketim ve yatırım görece dengeli seyrini sürdürmüştür. Bu dönemde öne çekilen talebin etkisiyle yurt içi talebin büyümeye katkısı 4,5 puan olurken, başlıca ticaret ortaklarımızın zayıf görünümüne bağlı olarak net ihracatın büyüme katkısı -0,9 ile sınırlı negatif gerçekleşmiştir."

Yılmaz, özel tüketim harcamalarının bu dönemde yüzde 3,3 arttığını, sabit sermaye yatırımlarının yüzde 5,3 oranında yükseldiğini, kamu tüketiminin ise ilk yarıda yüzde 1,7 azaldığını belirterek şunları kaydetti:

"2025 yılında işgücü piyasamız güçlü görünümünü korurken işsizlik oranımız iki yıldan uzun süredir tek hanede seyretmektedir. 2025 yılının ilk yarısı itibarıyla işgücü ödemelerinin milli gelire oranı yüzde 35,9 ile tarihi en yüksek seviyesindedir.

Yılın ikinci yarısında dışsal koşulların talep üzerinde oluşturduğu geçici ivmenin ortadan kalkması ve yurt dışı talebin ikinci çeyreğe görece toparlanmasıyla birlikte büyüme kompozisyonunda dengeli seyrin daha da belirginleşmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda dezenflasyon sürecinin kesintisiz sürmesini sağlayan, yatırımı, üretimi ve ihracatı artırmayı odak belirleyen politikalarımız kararlı şekilde uygulanmaya devam edilecektir."

Açıklamasında TÜİK’in ulusal hesaplarda gerçekleştirdiği güncellemeye de değinen Yılmaz, yapılan ana revizyonun uluslararası standartlara (SNA-2008, ESA-2010) uyum sağladığını ve hesaplama yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sunduğunu belirtti. Yılmaz, 1998’den başlayan serilerin 1995 yılına kadar revize edildiğini ve bu sayede daha güvenilir ve güncel GSYH verileri üretildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerçekleştirilen revizyon sonucunda, 2024 yılı kişi başına düşen milli gelir 15 bin 325 dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2025 yılı ikinci çeyrek itibarıyla yıllıklandırılmış kişi başı milli gelir ise yaklaşık 17 bin dolar seviyelerine yaklaşmıştır. Yüksek büyüme performansımızla, 2025 yılı verileri açıklandığında Dünya Bankası sınıflandırmasına göre ülkemizin yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceği tahmin edilmektedir.

Uyguladığımız makroekonomik istikrar ve yapısal dönüşüm adımları birçok testten başarıyla geçmekte olup, bu kazanımlar üzerine inşa edeceğimiz yeni politikalar ve önümüzdeki günlerde açıklayacağımız 2026-2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ile ortaya koyacağımız hedef ve politikalar ile ekonomimizin dayanıklılığını daha da artıracağımıza inanıyoruz."