Haaretz’e konuşan İsrailli askerlerin ifadeleri, Gazze’de sürdürülen operasyonların orduda derin psikolojik yaralara yol açtığını ve çok sayıda askerin hizmetten ayrılmak istediğini ortaya koydu. İddialara göre, iki yıla yakın süren çatışmaların yarattığı uzun süreli görevler askerlerde zihinsel tükenmişliğe sebep olurken, bazıları Gazze’deki keyfi öldürmelere artık dayanamadıklarını söylüyor.

“Huzur İstanbul” Uygulamasında 873 Gözaltı
“Huzur İstanbul” Uygulamasında 873 Gözaltı
İçeriği Görüntüle

Haberde, Binlerce askerin Gazze’ye dönmemek için geri görevlere geçtiği ya da ordudan ayrıldığı belirtiliyor. İsrailli askerlerin aktardığı itiraflar arasında, Filistinli sivillerin, çocukların dahil, nasıl öldürüldüğüne dair çarpıcı anlatımlar da yer aldı.

Nahal Tugayı’nda görev yaptığını belirten ve kimliğini gizlemek için Yoni takma adını kullanan bir asker, Beyt Lahiya’daki yıkım sırasında iki Filistinli çocuğu öldürdüklerini itiraf etti. Yoni olayın gelişimini şöyle anlattı:
"Çılgına dönüşmüştük ve makineli tüfekle ateş etmeye başladım, yüzlerce mermi attım. İleri baktığımızda orada (terörist olmadığını) ve hata olduğunu anladık. Belki 8-10 yaşlarında 2 çocuğunun cesedini gördüm. Her yerde kan vardı, çok sayıda mermi izi. Her şeyin benim yüzümden olduğunu, bunu benim yaptığımı biliyordum. Kusmak istiyordum. Birkaç dakika sonra bölük komutanı geldi ve sanki insan değilmiş gibi soğuk bir şekilde, 'Bir imha bölgesine girdiler, bu onların suçu, savaş böyle bir şey' dedi."

Yoni, yaşananların ardından psikolojik destek aldığı için muharebe görevinden çekildiğini ve yaşadıklarını unutamadığını belirtti: "Yüzleri gözümün önünde canlanıyor" dedi.

Bir başka Nahal Tugayı mensubu, Benny takma adını kullanan keskin nişancı ise, yardım almak için mücadele eden Filistinlilere ateş açıldığını anlattı. Benny, uygulamayı şu sözlerle aktardı:
"(Yarım tırlarını bekleyen Filistinlilerin) Aştıkları takdirde onları vurma iznimin olduğu bir çizgi var. Kedi fare oyunu gibi. Her seferinde farklı bir yönden gelmeye çalışıyorlar ve ben keskin nişancı tüfeğiyle oradayım, komutanlar bana 'Onu vurun, onu vurun' diye bağırıyor. Her gün 50-60 mermi atıyorum, artık öldürdüklerimi saymıyorum. Kaç kişiyi öldürdüğümü bilmiyorum, çok sayıda. Çocuklar."

Benny, çoğu zaman ateş etmek istememesine rağmen komutan baskısı hissettiğini ve telsizden gelen emirlerle karşı karşıya kaldıklarını anlattı: "Tabur komutanı telsizden, 'Neden onları indirmiyorsunuz? Bize doğru geliyorlar. Bu tehlikeli.' diye bağırırdı. Komutanlar, çocukların ölmesini umursamıyor, ruhuma ne yaptığını da umursamıyorlar. Onlar için ben sadece bir aracım."

Keskin nişancının yaşadığı zihinsel çöküş belirtileri de haberde yer aldı. Benny, yaşadığı travmayı şöyle dile getirdi:
"Beni öldürüyor, hayatımı mahvediyor. Tüm bu ölüm düşünceleri aklımdan çıkmıyor. Kötü bir koku alıyorum ve zihnim bunu hemen ceset kokusu olarak yorumluyor. Üç kez dört yaşında bir çocuk gibi altıma işedim. Bir keresinde kendi ailemi öldürdüğümü bile rüyamda gördüm. Gecede beş altı kez uyanıyorum. Öldürdüğüm herkesi tekrar görüyorum. Anlamalısınız ki, bir keskin nişancı pilot gibi değildir; kurbanlarını dürbünle görür. Bu korkunç, açıklaması imkansız."

Benny, ordudan ayrılma niyetini ve yaşadıklarının kendisini derinden etkilediğini ifade ederek, "Orada bir dakika bile kalamam, bunu (Gazze'deki saldırılar) arkadaşlarımı ve ailemi koruduğumu düşündüğüm için yaptım ama bu bir hataydı. Subaylara inanmıyorum, hükümete inanmıyorum. Tek istediğim ordudan ayrılıp hayatıma başlamak." dedi.