ABD’de uzun süredir süregelen para politikası belirsizliği, önceki hafta iş gücü piyasasındaki zayıflama sinyalleri ve geçen hafta açıklanan ılımlı enflasyon verileriyle azalmış durumda.

Yatırımcıların odağı, Fed'in gelecek hafta alacağı para politikası kararlarına kayarken, Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarından bankanın projeksiyonlarına dair ipuçları aranacak. Aynı dönemde İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Japonya Merkez Bankası (BoJ) da faiz kararlarını duyuracak.

Son TÜFE verisi sonrasında tarifelerin fiyat artışları üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı olabileceğine dair güven oluştu ve Fed’in gelecekteki adımlarına ilişkin fiyatlamalar netleşmeye başladı.

Para piyasalarında, Fed'in gelecek toplantıda politika faizini 25 baz puan indirmesi neredeyse kesin olarak fiyatlanırken, yıl sonuna kadar toplam 3 faiz indirimi yapılması öngörülüyor. Ayrıca, bankanın 2026 yılında da en az 3 faiz indirimi gerçekleştirebileceği tahmin ediliyor.

ABD’de geçen hafta açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 0,4 ile beklentilerin üzerinde, yıllık bazda ise yüzde 2,9 ile beklentilere paralel artış gösterdi. Yıllık enflasyon, ocak ayından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Çekirdek TÜFE ise aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 3,1 artarak beklentilerle uyumlu gerçekleşti.

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda ülkede enflasyon olmadığını savunarak, Fed Başkanı Powell'ın faizleri hemen “büyük” ölçüde düşürmesi gerektiğini ifade etti. Trump’ın Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’u görevden alma girişimiyle ilgili yasal süreç sürerken, ABD yönetimi temyiz mahkemesine başvurdu ve alt mahkemenin Cook’un görevde kalmasına izin veren kararının, Fed toplantısı öncesi durdurulmasını talep etti. Ülke medyasında ayrıca ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in, Fed Başkanı Powell'ın yerine geçebilecek olası isimlerle görüşmeler yaptığı haberleri yer aldı.

IMF Sözcüsü Julie Kozack, istihdama dair aşağı yönlü riskler göz önüne alındığında Fed’in politika faizini düşürmeye başlaması için alan bulunduğunu açıkladı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nu “Küresel Büyüme Tahminleri Yukarı Yönlü Revize Edildi Ancak ABD Ekonomisi Yavaşlıyor” başlığıyla yayımladı. Raporda, küresel ekonomik büyüme tahminlerinin 2025’in ikinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde gelen verilerle yukarı yönlü revize edildiği belirtildi.

Raporda, küresel ekonomide bu yıl ciddi bir yavaşlama beklendiği, geçen yıl yüzde 2,9 olan büyümenin bu yıl yüzde 2,4’e ve gelecek yıl yüzde 2,3’e gerileyeceği, 2027’de ise yüzde 2,6 seviyesine çıkacağı öngörüldü.

ABD tahvil piyasalarında geçen hafta alıcılı seyir öne çıkarken, 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,06 seviyesinden tamamladı. Perşembe günü ise Fed’in politika alanının genişlemesiyle 7 Nisan’dan bu yana ilk kez yüzde 4 seviyesinin altına inerek 3,99’u gördü.

Altının ons fiyatı geçen hafta 3 bin 674,48 dolara çıkarak yeni bir zirveye ulaştı. Haftayı yüzde 1,6 artışla 3 bin 643 dolardan kapattı. Gümüşün ons fiyatı 42,3 doları test ederek son 14 yılın en yüksek seviyesine ulaştı ve haftayı yüzde 2,9 artışla 42,18 dolardan tamamladı. Brent petrolün varili ise yüzde 1,8 değer kazanarak 66,6 dolara yükseldi. Dolar endeksi haftayı yüzde 0,2 azalışla 97,6’dan kapattı.

New York borsasında alıcılı bir hafta yaşandı. Haftalık bazda S&P 500 yüzde 1,59, Nasdaq yüzde 1,86 ve Dow Jones yüzde 0,95 değer kazandı. Üç endeks perşembe günü kapanış rekoru kırdı.

Makroekonomik verilerde, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi eylülde 55,4 ile mayıs ayından bu yana en düşük seviyeye indi. Federal hükümetin bütçe açığı ağustosta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9 azalarak 345 milyar dolara geriledi. Gümrük vergilerinden elde edilen gelir ise yüzde 296 artışla 30 milyar dolara ulaştı.

ABD Kongresi Bütçe Ofisi, 2025 büyüme tahminini yüzde 1,9’dan 1,4’e çekerken, işsizlik beklentisini yüzde 4,3’ten 4,5’e yükseltti.

Medya haberlerine göre Federal Ticaret Komisyonu Amazon ve Google’ın reklam fiyatlandırma süreçlerini inceliyor. Cuma günü Amazon hisseleri yüzde 1 civarında değer kaybederken, Alphabet hisseleri yatay seyretti.

15 Eylül ile başlayacak haftada pazartesi New York Fed sanayi endeksi, salı sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve perakende satışlar, çarşamba Fed faiz kararı, Powell’ın konuşması, konut başlangıçları ve inşaat izinleri, perşembe Conference Board öncü göstergeler endeksi ve haftalık işsizlik başvuruları verileri takip edilecek.

Lüksemburg, Filistin Devleti’ni Tanımaya Hazırlanıyor
Lüksemburg, Filistin Devleti’ni Tanımaya Hazırlanıyor
İçeriği Görüntüle

Avrupa’da geçen hafta borsalar pozitif bir seyir izlerken, gelecek hafta BoE’nin faiz kararı ve ECB Başkanı Christine Lagarde’ın açıklamaları yatırımcıların odağında olacak.

Geçen hafta ECB faiz oranlarını değiştirmedi: mevduat faizi yüzde 2, refinansman faizi yüzde 2,15, marjinal borçlanma faizi ise yüzde 2,40 seviyesinde kaldı. Lagarde, Avro Bölgesi enflasyonunun istedikleri seviyelerde olduğunu ve dezenflasyon sürecinin sona erdiğini ifade etti. Yılın geri kalanında artan tarifeler ve güçlenen avronun bölge büyümesini yavaşlatabileceğini, olumsuz etkilerin ise gelecek yıl hafifleyeceğini belirtti.

Jeopolitik riskler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu çatışmaları gibi konuların belirsizlik kaynağı olmaya devam ettiğini vurgulayan Lagarde, güvenin artması halinde ekonomilerin canlanacağını ifade etti. Analistler, ECB’nin parasal gevşeme döngüsünü sonlandırabileceğini, olası faiz indiriminin ekimde değil aralıkta olabileceğini öngörüyor.

Geçen hafta Polonya hava sahasını ihlal eden Rus İHA’ları ve Fransa’daki güven oylaması, Avrupa piyasalarında jeopolitik endişeleri artırdı. FTSE 100 yüzde 0,79, CAC 40 yüzde 1,96, MIB 30 yüzde 2,30 ve DAX yüzde 0,41 yükseliş kaydetti.

Yeni haftada Avro Bölgesi dış ticaret dengesi, Zew beklenti endeksi, İngiltere ILO işsizlik oranı, ECB ve BoE faiz kararları ve Almanya ÜFE verileri izlenecek.

Asya borsalarında geçen hafta alış ağırlıklı bir seyir görüldü; gözler BoJ’un para politikası kararlarında olacak. ABD-Japonya ticaret anlaşması ve Fed’in gevşeme beklentileri piyasaları destekledi. Japonya ve Güney Kore’de endeksler rekor seviyelere ulaştı.

Japonya Başbakanı İşiba Şigeru’nun istifası sonrası, yeni başbakanın genişlemeci mali ve parasal politikalar izleyeceği öngörüleri BoJ’un faiz artırımlarını erteleyebileceği beklentilerini güçlendirdi. Japonya’da sanayi üretimi temmuzda aylık yüzde 1,2 azaldı, kapasite kullanımı yüzde 1,1 geriledi. Ağustos ÜFE aylık yüzde 2,7 artarken yıllık yüzde 0,2 geriledi.

Çin’de ağustos TÜFE aylık yüzde 0,4, ÜFE ise yüzde 2,9 düşüş gösterdi. Analistler, deflasyon endişelerinin arttığını ve Pekin’in iç talebi destekleyecek adımlar atabileceğini belirtti.

Haftalık bazda Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,52, Hang Seng yüzde 3,82, Kospi yüzde 5,94 ve Nikkei 225 yüzde 4,07 değer kazandı.

Gelecek hafta pazartesi Çin’de sanayi üretimi ve perakende satışlar, çarşamba Japonya dış ticaret dengesi, cuma Japonya enflasyon ve BoJ faiz kararı açıklanacak. Pazartesi Japonya piyasaları tatil nedeniyle kapalı olacak.

Yurt içinde BIST 100 endeksi satış ağırlıklı bir hafta geçirerek yüzde 3,33 düşüşle 10.372,04 puanda kapandı.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan indirerek yüzde 40,5’e çekti. Gecelik borç verme faizi yüzde 46’dan 43,5’e, gecelik borçlanma faizi ise yüzde 41,52’den 39’a düşürüldü.

TCMB toplam rezervleri 5 Eylül haftasında 1 milyar 750 milyon dolar artışla 180 milyar 107 milyon dolara çıkarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Ödemeler dengesi verilerine göre temmuzda cari işlemler hesabı 1 milyar 766 milyon dolar fazla verirken, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 6 milyar 29 milyon dolar fazla verdi.

Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre TÜFE yıl sonu beklentisi yüzde 29,69’dan 29,86’ya yükseldi. Dolar/TL haftayı yüzde 0,3 artışla 41,3710’dan kapattı.

Gelecek hafta pazartesi bütçe dengesi, salı konut satışları ve konut fiyat endeksi, perşembe TCMB PPK toplantı özeti takip edilecek.