TÜSİAD yönetimine yönelik yargı sürecinde yeni bir gelişme yaşandı. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin 13 Şubat'ta gerçekleştirilen genel kurul toplantısında katılımcılara hitap eden TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, hükümete yönelik yaptıkları olumsuz açıklamaları nedeniyle 19 Şubat'ta soruşturma başlatıldı. Başkanlar hakkında ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçundan yürütülen soruşturma tamamlandı.

PEK ÇOK DAVADA VE SİYASİ SÜREÇTE ALGI YÖNETİMİ İDDİASI GÜNDEMDE

Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Turan ve Aras'ın Bolu Kartalkaya'da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın olayı ile ilgili, depremlerle ilgili, Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan ile ilgili, bazı belediye başkanları ile ilgili, belediye başkanlarının yerlerine kayyum atanması ile ilgili, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili, menajer Ayşe Barım ile ilgili ve İBB'i görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili hukuki konularda algı oluşturduklarını, toplumda endişe ve güvensizlik ortamının olduğunu, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıya vurgu yaparak devam eden soruşturmalarda adil yargılanma ilkesi ve hukukun üstünlüğüne uyulmadığını söyledikleri kaydedildi.

Türkiye, Nükleer Denizaltı Projesi için ilk adımı attı
Türkiye, Nükleer Denizaltı Projesi için ilk adımı attı
İçeriği Görüntüle

Şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik güven probleminin oluştuğunu söylediklerinin aktarıldığı iddianamede, yürütülen soruşturma ve tahkikatlarda yargı görevini yürüten savcı, hakim, bilirkişi ve tanıkların her türlü etkiden uzak olarak görevlerini yerine getirmelerini etkiledikleri, bu şekilde yargı görevi yapanların kamuoyu karşısında yansızlığını koruyabilmesini de engelledikleri, soruşturma veya yargılamaya konu uyuşmazlıkla ilgili kanıtların değerlendirilmesi ve vicdani kanaatin oluşturulmasını her türlü etkiden arınmış bir ortamda gerçekleşmesini engelledikleri, ayrıca telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve yanlış içerikli bilgileri ekonomi alanında bulunduğu konumu, kariyeri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmasından sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirdikleri belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Turan ve Aras'ın sözlerinin düşünce ve ifade özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, sözlerinin haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, hukuksuzluk ve güven problemi olduğuna ilişkin kamu barışını bozan bilgiler verdikleri, hukuki konularda yargı görevlerini yapanları manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı ve yanıltıcı bilgiler verdikleri, öte yandan toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duyguyu zedeledikleri aktarıldı.

ADLİ PARA CEZASI TALEBİ

Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan'ın zincirleme şekilde ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs‘  50 günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılması talep edildi. İddianame, Turan ve Aras'ın İstanbul 28.Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ve haklarında zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen dava dosyasıyla irtibatlı olduğu gerekçesiyle aynı mahkemeye gönderildi.