Lütfü Savaş ve delegelerin avukatı Onur Yusuf Üregen tarafından Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkez yönetiminin, 38. Olağan Kurultay’da kurultay iradesini organize bir şekilde ortadan kaldırdığı ve bu durumun hukuka ve kamu düzenine aykırı olduğu savunuldu.
Dilekçede, mevcut parti yönetiminin hukuka aykırı yollarla yönetimi ele geçirdiği ve bu yönetimin görevde kaldığı sürece yapılacak her kurultayın "zehirli ağacın zehirli meyvesi misali sakat" olmaktan kurtulamayacağı öne sürüldü. Mevcut yönetimin parti içi demokrasiyi ortadan kaldırdığı ve partililerin adaylık dahil tüm seçme ve seçilme haklarını engellediği belirtildi.
Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalar sonucunda hazırlanan iddianamelere dikkat çekilen dilekçede, ceza dosyalarında Özgür Özel lehine oy kullanmaları için bir kısım delegelere maddi menfaat sağlandığı, belediye başkanlığı, meclis üyeliği ve işe yerleştirme vaadinde bulunulduğu, bu kapsamda yüzlerce kişinin yargılandığı vurgulandı.
Dilekçede ayrıca, mevcut yönetimin 6 Nisan 2025’te yapılan 21. ve 21 Eylül 2025’teki 22. Olağanüstü Kurultaylarının, açılan davayı konusuz bırakmak ve "hukuka karşı hile" yoluyla yönetimi korumak amacıyla düzenlendiği, bu nedenle söz konusu kurultayların yok hükmünde sayılması gerektiği ifade edildi.
"Kurultay iradesi gasbedildi"
Dilekçede, mevcut yönetimin muhaliflere yönelik yargısız infaz ve disiplin süreçleriyle parti içi demokrasiyi engellediği, CHP gibi köklü bir siyasi partinin kurultay iradesinin "organize şekilde gasbedilmesinin" doğrudan kamu düzenine aykırı olduğu ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'na göre "mutlak butlan" sebebi sayılması gerektiği belirtildi.
Yargılama süreci devam ederken "kamu düzenini korumak" amacıyla mevcut CHP yönetiminin tedbiren görevden uzaklaştırılması talep edilen dilekçede, önceki dönem Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyelerinin göreve iadeleri istendi.
Dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Kamu düzenini ihlal ederek CHP gibi güçlü bir partinin yönetimini ele geçiren bir yapının parti yönetimini de kamu düzenini ihlal edecek şekilde kullanması söz konusudur. Hukukun buna 'dur' demesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Zira Cumhuriyet Halk Partisi gibi ülkemiz ve demokrasimiz açısından olmazsa olmaz özelliğe sahip bir partinin tüm olanakları kamu düzenini ihlal ederek yönetimi ele geçirenler tarafından, partinin yönettiği belediyelerin sahip olduğu tüm kamu kaynakları, mevcut yönetimin halihazırdaki durumunu korumak ve bu gayrihukuki durumun devamını sağlamak ile İBB'de işlenen suçların organizasyon lideri konumunda itham edilen Ekrem İmamoğlu'nu içinde bulunduğu durumdan çıkarmak için kullanılmaktadır. Partiye tasallut eden hukuk dışı ve kamu düzenine aykırı anlayış öyle bir noktaya gelmiştir ki görevini yapan yargı mensuplarını, hak arayan avukatları dahi basın ve yayın organları üzerinden duruşma salonlarında tehdit etme cüretini göstermektedir."
Anayasadan aldığı yetkiyi kullanan, anayasal görevlerini yerine getiren yargı organlarının tehdit edildiği, kamuya açık kaynaklara parti yönetiminin istemediği kararlara direnileceği söylenerek toplumsal kaos yaratılmasının hedeflendiği belirtilen dilekçede, "Kamu düzenini korumakla görevli yargının yapması gereken şey açıktır. Hukuka aykırı olarak CHP yönetimini ele geçirerek kamu düzenini sarsacak biçimde kullananların elinden Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurtarmak ve kamu düzeninin yeniden tesisini sağlamaktır" denildi.
39. Olağan Kurultay ve kongre sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptali talebi
Dilekçede, CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihli 38. Olağan Kurultayı'nın "mutlak butlanla" batıl olduğunun tespitiyle yapıldığı tarihten itibaren iptaline, Genel Başkan Özgür Özel, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyeleri ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verilmesi talep edildi.
Ayrıca CHP'nin 6 Nisan’daki 21. ve 21 Eylül’deki 22. Olağanüstü Kurultaylarının yok hükmünde olduğunun tespitiyle, bu kurultaylarda alınan tüm kararların yok hükmünde sayılması ve mevcut yönetim tarafından yürütülen 39. Olağan Kurultay sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptali istendi.