Türkiye, nadir toprak elementleri (NTE) alanında küresel üretimde ilk 5 ülke arasına girme hedefi doğrultusunda çalışmalarını hızlandırıyor. Bu hedefe ulaşmada, uluslararası teknoloji ve yatırım iş birliklerinin kilit rol oynayacağı değerlendiriliyor.
Teknolojik gelişmelerle birlikte NTE talebinin hızla arttığı günümüzde, Türkiye Beylikova Florit, Barit ve NTE Pilot Tesisi ile üretim kapasitesini artırma yönünde stratejik adımlar atıyor. Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki sahadabugüne kadar 310 lokasyonda yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı ve 694 milyon tonluk kaynak tespit edildi.
Sahada bulunan 17 elementten 10’unu içeren rezervde yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksidi yer alıyor. Bu büyüklükle Beylikova sahası, Çin’in Bayan Obo bölgesinden sonra dünyanın ikinci en büyük rezervine sahip konumda bulunuyor.
Pilot tesis ilk etapta 7 nadir toprak elementinin oksitlerinin üretimine odaklanacak. Bu kapsamda florit, barit, lantan, seryum, praseodimyum, samaryum, gadolinyum, evropiyum ve neodimyum gibi stratejik elementler işlenecek. Ayrıca toryum gibi nükleer enerji üretiminde kullanılan elementlerin de işlenmesi planlanıyor.
Beylikova Pilot Tesisi’nde yıllık 1200 ton cevher işlenerek ekonomiye kazandırılacak, endüstriyel ölçekli üretim aşamasında ise 570 bin tonluk kapasite hedefleniyor. Bu üretimle ülke ekonomisine yaklaşık 220 milyon dolar gelirsağlanması öngörülüyor.
Uluslararası İş Birliği ve Teknoloji Transferi Şart
Türkiye Kritik Mineral İnisiyatifi Kurucusu Sait Uysal, Türkiye’nin hedeflerine ulaşma potansiyeline sahip olduğunu ancak uluslararası iş birliklerinin stratejik önem taşıdığını vurguladı.
Uysal, “Çin’in teknoloji paylaşımını kısıtladığı dikkate alındığında, Türkiye’nin Batılı ülkelerle kazan-kazan temellive teknoloji transferi içeren bir yapı kurması durumunda, Batı için Çin’e alternatif olma şansı doğacaktır.” dedi.
Uysal, Türkiye’nin sadece hammadde sağlayıcısı değil, katma değerli ürün üreten bir merkez haline gelebileceğini belirterek, bu dönüşümün ekonomik, finansal ve teknolojik açıdan ciddi bir sıçrama yaratabileceğini ifade etti.
Eğitim, Teknoloji ve İnsan Kaynağı Vurgusu
Uysal, Japonya, Güney Kore, ABD ve Avrupa ülkeleriyle ortak projelerin geliştirilebileceğini belirterek, bilgi paylaşımının sınırlı olduğu bu alanda uluslararası akademik iş birliklerinin önemine dikkat çekti.
Ayrıca, Türkiye’nin nitelikli insan kaynağını geliştirmesi gerektiğini vurgulayarak, araştırmacıların Avustralya, Malezya ve ABD gibi ülkelerde çalışma yapmalarının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Bu kapsamda, Munzur Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin daha merkezi bir konuma taşınarak insan kaynağı üreten bir merkez haline getirilebileceğini ifade etti.
Katma Değer Zinciri: 7 Milyar Dolardan 4 Trilyon Dolara
Uysal, nadir toprak elementlerinin hammadde olarak değerinin yaklaşık 7 milyar dolar, mıknatıs üretiminde 40 milyar dolar, elektrik motorları ve diğer bileşenlerde 400 milyar dolar, nihai ürünlerde ise 4 trilyon dolara ulaştığını belirtti.
Bu tabloya göre, Türkiye’nin sadece madencilikte değil, katma değerli üretim zincirinde yer almasının ülke ekonomisi için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.